"Dinde zorlama yoktur. Gerçekten iman ile küfür apaçık meydana çıkmıştır. Kim tağutu inkâr edip Allah?a iman ederse o muhakkak kopması mümkün olmayan sapsağlam bir kulpa yapışmış olur. Allah işitendir bilendir." (Bakara, 256)
بسم الله الرحمن الرحيم
DİNDE ADIM ADIM
?Dinde zorlama yoktur. Gerçekten iman ile küfür apaçık meydana çıkmıştır. Kim tağutu inkâr edip Allah?a iman ederse o muhakkak kopması mümkün olmayan sapsağlam bir kulpa yapışmış olur. Allah işitendir bilendir.? (Bakara, 256)
İslami hayat tarzını pratik hayatıma yansıtmaya başladıktan kısa süre sonra karşıma çıkan bu ayetin mealinde geçen tağut kelimesinin anlamını dahi bilmiyordum. Ve sorsalar İslamiyetin amelî bölümünden sadece namazı kılıyor olmama rağmen, dağlar kadar imana sahip bir mü?minim derdim kendim için.
?Sana indirilene ve senden önce indirilmiş olanlara iman ettiğini iddia edenleri görmez misin? Kendisini inkar etmekle emir olundukları halde tağut?un hükmüne başvurmak istiyorlar. Şeytan da onları (hidayetten ayırıp) büsbütün saptırmak ister.? (Nisa, 60)
Bu ayetin ilk cümlesini okurken, evet evet Rabb?im burada benden bahsediyor baksanıza ?Sana indirilene ve senden önce indirilmiş olanlara iman ettiğini iddia edenleri görmez misin?? diyor. Ben Rabb?imin dediği her şeye iman etmişim derken ayetin devamında Rabb?im tarafından kendisini inkar etmekle emir olunduğum tağut kelimesiyle karşılaşıyorum. Neydi ki bu tağut? Önceden de karşıma çıkmıştı. Tağutu inkar etmeden Allah Teala´ya iman olmaz diyordu. Bu ayette de öğrendiğim bizler zaten onu inkar etmekle emir olunmuşuz.
Maalesef utanarak itiraf ediyorum ki artık dağlar kadar imana sahibim diye bir iddia da bulunamıyorum. Çünkü henüz inkar etmekle emir olunduğum tağut kavramıyla yeni tanıştım. Peki nedir bu tağut? Nasıl da gevşek davranmışım. Ne kadar da hatalıyım, aslında bu kelime karşıma çıkar çıkmaz ne olduğunu öğrenmeliydim. Gerçekten de imanın söz konusu olduğu durumlarda insanların gevşeklik göstermemesi gerekiyormuş. Tağutun ne anlama geldiğini öğrenmeye geç başladığım için Rabb?ime tövbe ettim.
Rabb?imiz, ayaklarımızı İslam üstüne sabit kıl, hidayetinden sonra kalbimizi kaydırma. Rabb?imiz, bizi dosdoğru yoluna ilet. Kaldıramayacağımız yükleri bizlere yükletme dualarıyla bu sözü araştırmaya başladım.
Bu tağut kavramını, kandırılmamak için onun bunun ağzından değil de İslamiyetin temel kaynaklarından araştırdım. Hamdolsun Rabb?ime ki tağutu öğrendim. İşte tüm İslam âlimleri tarafından kabul görmüş İmam Taberi?nin tağut tanımı:
?Tağut: Kelime anlamı ile aşırıya kaçan haddini alabildiğine aşan demektir. Kur?an-ı Kerim bu kelime ile Allah?ın karşısına dikilen, ayaklanan O?nun emirlerine aykırı yeni hükümler koyan her varlık ve her kurum Allah?tan başka itaat edilmesi istenilen her şeyi anlatır. Bu tağutun insan, şeytan herhangi bir kurum yahut başka herhangi bir şey olması da fark etmez.? (Taberi, Kahire 1388/1968 3, 13)
?Ey iman edenler Allah?a itaat edin. Peygambere de itaat edin. Ve sizden olan emir sahiplerine de. Eğer Allah?a ve ahiret gününe inanıyorsanız herhangi bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz onu Allah?a ve Rasulü?ne götürün. Bu hem daha hayırlı hem de sonuç itibariyle daha güzeldir.? (Nisa, 59)
Allah Teala?nın "Ey iman edenler!" diye başladığı ayetlerde iman edenlerin soluklarının kesilip kısa bir süre dünyayla bağlantılarını koparmaları, bütün dikkatlerini o seslenişten sonra gelecek olan cümlelere vermeleri gerekmektedir. Çünkü bir düşünsenize Rabb?imiz Allah, bizlere, iman edenlere sesleniyor.
Bu ayette geçen "Sizden olan emir sahiplerine!" sözünü İslam âlimleri hak ve adalet üzere olan halifeler, hakimler, âlimler (Maverdi 1. 499-500; Kurtubi 1. 259-260; Nesefi 1.232) olarak açıklamaktadırlar. Daha da ayrıntılı olarak açıklamak gerekirse emir sahibinin emrini aldığı yerin Kur?an ve Sünnet olması gerekmektedir. Âlimlerin hak ve adaletten kastı da zaten Kuran ve Sünnettir.
Allah Teala ayetin devamında itaatin önemini ve yapısını vurgulayarak şöyle buyurmaktadır: ?Eğer Allah?a ve ahiret gününe inanıyorsanız herhangi bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz onu Allah?a ve Rasulü?ne götürün!? Ayette de çok açık görüldüğü gibi bugün Allah?a ve ahiret gününe inandığını söyleyen milyonlarca insan karşılaştıkları çeşitli sorunların çözümünü Kur?an ve Sünnet?e değil de, Kur?an ve Sünnet dışı oradan buradan ithal, onun bunun ilkesinden yamama, tağuti sistemlerin kanunlarında aramaktadırlar.
?Onlara ?Allah?ın indirdiğine ve Peygambere gelin? denilince münafıkların senden alabildiğine yüz çevirdiğini görürsün.? (Nisa, 61)
Bu ayet insanları müslümanlığa çağırmıyor. Lütfen dikkat! Münafıklardan bahsediyor, yani müslüman olduğunu iddia edip Kur?an ve Sünnet?e göre yönetilmek istemeyen, Kur?an ve Sünnet dışındaki yönetimleri benimseyip destekleyen insanlara seslenmektedir. Halbuki Allah Teala kullarının cehenneme girmemesi için böyle güneş gibi parlak ayın ondördü gibi açık ayetler indirmiş ve birde ibret almamız için birazcık olsun düşünüp taşınmamız için cehennemlikleri Kur?an-ı Kerim?inde konuşturmuştur.
?Yüzlerinin ateşte evirilip çevrileceği o günde diyecekler ki: ?Ne olaydı, keşke biz Allah'a ve Rasulü'ne itaat etseydik?.? (Ahzab, 66)
?Diyecekler ki: ?Rabb?imiz gerçekten biz yöneticilerimize ve büyüklerimize itaat ettik, onlarda bizi yoldan saptırdılar?.? (Ahzab, 67)
Allah Teala emir sahiplerine itaati kendisine ve ahiret gününe inanmakla bir görürken, bu ayetlerindeki insanların cehenneme gidiş sebeplerini de başlarında olan emir sahiplerine ve büyüklerine bağlamaktadır. Sizlerinde anladığı gibi iki yönetici ya da iki yönetim şekli arasındaki tek fark Kur?an ve Sünnet?tir.
Suleyman Ebu Haris