Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyk la şerike leke Lebbeyk...
HAC BİR TEVHİD ŞURASIDIR
İslam’ın beş şartından biri olan hac; dünyanın çeşitli bölgelerinden gelen, renkleri, dilleri ayrı, gönülleri bir olan Müslümanları bir araya getiren, aralarındaki kardeşlik bağlarını kuvvetlendiren bir Tevhid şurasıdır.
Senenin belli günlerinde, ihrama girerek Kabe’yi ziyaret etmek ve Arafat’da vakfe yapmak olan hac; Müslümanları, Allah’ın huzurunda tek vücut halinde kaynaştıran, Allaha kul olmanın lezzetine erdiren, “ Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyk la şerike leke Lebbeyk...” yani “Senin emrine uydum, sana geldim Allahım. Senin eşin ve Ortağın yoktur Allah’ın. Hamd, sana mahsustur, nimet senin, mülk de senindir Allah’ım. Senin Ortağın yoktur Allahım.” 1 diyerek, iman birliği, gönül birliği içindeki niyazlarla coşturan ilahi bir ibadettir.
Ömür de bir defa olmak üzere farz kılınan ve tekrarı nafile olan hac; binlerce iman ordusunu, dünyevi rütbelerden sıyırarak, Kur’an-ı Kerim’in indiği, Resulullah sallallahu aleyhi vesellem’in ayak bastığı Kabe’de, Arafat’ta Müzdelife’de, Minâ’da, Safa’da, Merve’de bembeyaz ihramlar içinde mahşeri hatırlatan, Allah’ın huzurunda hesap vermeyi hatırlatan Rabbani bir ibadettir.
Bu sebeple, kendisine hac farz olan ve hac yapma gücüne sahip bulunan, zengin hür, akıllı, sıhhatli ve buluğ çağına eren her Müslüman, ilk fırsatta hac vazifesini yerine getirmelidir.
Allah Resulü sallallahu aleyhi vesellem buyurdular ki:
“Kim, haccetmek istiyorsa, acele etsi.” 2
“Haç yapmakta acele ediniz. Çünkü, sizden biriniz, ölümün size ne zaman geleceğini bilemez.”
“Kim, kendini Kâbe’ye ulaştıracak azık ve yol vasıtasına sahip olur da, haccını eda etmezse, o kimsenin Yahudi ve Hıristiyan olarak ölmesine hiçbir mani yoktur.” 3
Haccın farz oluşu, Kitab, Sünnet ve İcma ile sabittir. İnkar eden küfre düşer, gitmeyen ise günahkar olur.
Yüce Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmuştur: “İnsanları hacca çağır. Yürüyerek veya binekler üzerinde
uzak yollardan sana gelsinler.” el Hac 27
“Şüphesiz ki, yeryüzünde insanlar için kurulan ilk mabet, Mekke’deki çok mübarek ve âlemlere hidayet olan Kabe’dir. Orada Allah’ın kudretini gösteren apaçık delillerle İbrahim’in makamı vardır. Oraya giren emin olur. Oraya gitmeye gücü yeten her kimsenin o Beyti haccetmesi Allah’ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır. Kim inkar ederse, bilmelidir ki, Allah alemlerden müstağnidir.” Al-i İmran 96, 97
Peygamber efendimiz ; “Ey insanlar, Allah size haccı farz kılmıştır. O halde, haccı ifa edin.” 4
Görülüyor ki, Tevhid inancının merkezi ve yeryüzünün ilk mabedi olan Mescid-i Haram-ı, gücü yeten her Müslümanın ömründe bir defa haccetmesi Allah’ın kesin emridir.
Peygamber efendimiz buyururlar : “Makbul olan haccın mükâfatı, ancak Cennet’tir.” 5
“Kim, kötü söz söylemeden ve günah işlemeden Allah rızası için haccederse, o, anasından doğduğu gündeki gibi günahsız olarak (hacdan) döner.” 6
“İslam, hicret ve hac, geçmişin günahlarını yok eder.” 7
Öyleyse, hac ibadetiyle elde ettiğiniz gönül temizliğini, hac dönüşü hayatınızda da İslam’ı bütünüyle yaşamak suretiyle devam ettiriniz. Ayrıca, hac vazifesini ifadan önce veya sonra, şefaati hak olan ve: “Kim vefatımdan sonra beni ziyaret ederse, hayatımda ziyaret etmiş gibi olur.” 8 “Kim, kabrimi ziyaret ederse, şefaatim ona vacip olur.” 9 buyuran Nebiler Nebisi sav’ in kabrini ziyaret ederek şefaatına nail olmak için dua ediniz.
1 Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, et Tac c.2 sh. 120 2 Ebu Davud, Ahmed, et Tac c.2 sh.109
3 Tirmizi, Ahmed, et Tac c.2 sh. 109
4 Müslim, Tirmizi, Nesei, et Tac c.2 sh. 108
5 Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesei, et Tac c.2 sh.106 6 Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesei, et Tac c.2 sh.106 7 Müslim
8 Ibni Mace, Keşf’ul hafa c.2 sh.250 no:2489
9 Kadı İyad, et Tac c.2 sh.190