Medine’de yaşayan Ebu Amir denen birisi vardı, bu kişi Ebu Amir, Tevrat ve İncil’in hükümlerini ezberleyerek halk arasında çok yüksek bir mevki elde etmiştir. Peygamber efendimiz Medine’ye hicret ettikten sonra Ebu Amir ilmi itibarı zedelendiği gerekçesiyle İslam’a karşı savaş açmıştır. Medineyi terk etmek zorunda kalmış.....
Mescid-i Dırar
Tevbe suresinin 107. ve 108. ayeti kerimeleri : وَالَّذٖينَ اتَّخَذُوا مَسِْجدًِا ضِراَراًِ وكَُفِرْاً وَتفَرْٖيقًاِ بيَْنَ المْؤُمِْنٖينَ وَاِرْصَادًا لمِِنَْ حَاربََ اللهَّٰوَرَسُولَهُ منْ قَبلُْ وَلَيَحْلفُنَّ انْ ارَدَْنَا الاَّ الْحُسْنىٰ وَاللهُّٰ يَشْهَدُ انَّهُمْ لَكَا ِذبوُنَ
لاَ تقَُمْ فٖيهِ ابَدًَا لمَسَْجدٌِ ا ِّسُسَ عَلَى التقَّْوٰى مِنْ اوََّلِ يوَْمٍ احََقُّ انَْ تقَُومَ فٖيهِ فٖيهِ رجَِالٌيُ ِحبوُّنَ انَْ يتَطََهَّرُوا وَاللهُّٰ يُ ِحبُّ المْطَُّ ِّهرٖينَ
Medine’de yaşayan Ebu Amir denen birisi vardı, bu kişi Ebu Amir, Tevrat ve İncil’in hükümlerini ezberleyerek halk arasında çok yüksek bir mevki elde etmiştir.
Peygamber efendimiz Medine’ye hicret ettikten sonra Ebu Amir ilmi itibarı zedelendiği gerekçesiyle İslam’a karşı savaş açmıştır. Medineyi terk etmek zorunda kalmış.
Ebu Amir’in emrinde olan 12 münafık mescid yaptılar. Aynı zamanda münafıkların başı Ebu Amir geldiğinde kendisine hazır bir mekan olacaktı ve planlarını bu mescidde yapacaklardı, dikkat çekmemek içinde açılışını Peygamberimize yaptıracaklardı.
Münafıklardan biri Hz. Peygamber'e gelerek, “Sakatlar ve ihtiyaç sahipleri için kışın yağmurlu havalarda hizmet vermek üzere bir mescid bina ettik. Burada bize namaz kıldırıp bereketle dua etmenizi arzu ediyoruz.” demişlerdi. Resulullah da şimdi sefere çıkmak üzereyim, meşgulüm, inşallah dönüp geldiğimizde kılarız.” Buyurmuştu. Tebük'ten dönüşte tekrar müracaat edip mescide gelmesini istediler. Bunun üzerine işte bu ayetler nazil oldu.
Allahu teala Tevbe suresinin 107. ve 108. ayeti kerimelerinde şöyle buyuruyor ;
“ O kimseler ki, müminlerin arasını ayırmak için, küfürlerini kuvvetlendirmek için, zarar yapmak için ve daha önce Allah’a ve Resulü‘ne harb eden kimseyi beklemek için bir mescid edindiler ve iyilikten başka bir şey murad etmedik diye de yemin ederler. Fakat Allah şahid ki bunlar, gerçekten yalancıdırlar. Ey Resulüm, orada ebediyen namaza durma. İlk günden beri temelleri takva üzerine kurulan mescid içerisinde namaza durman daha layıktır. “
Fakat allahu Teala 108. ayette لاَ تقَُمْ فٖيهِ ابَدًَا “ Onun içinde ebediyyen namaz kılma “ buyurdu.
Bu ayeti kerime de her mescidde namaz kılınmayacağına dair bir işaret vardır.
Hangi mescidde namaz kılacağımızı ise yine bizzat Cenabı Allah ayetin devamında bizlere açıklıyor ve buyuruyor ki :
لمَسَْجِدٌ ا ِّسُسَ عَلَى التقَّْوٰى مِنْ اوََّلِ يَوْمٍ احََقُّ انَْ تقَُومَ فٖيهِ
“ İlk günden beri temelleri takva üzerine kurulan mescid içerisinde namaza durman daha layıktır. “
Mescidi Dırar (zarar veren) :
Kâfirler tarafından inşa edilen, müminlere zarar vermek için ayrılık gayrılığı arttırmak için ve kendi fikir ve düşüncelerini yayarak küfrü güçlendirmek niyetiyle yapılan her mescid mescidi dırar özelliği taşır.
Nasılki, bir devlette Allahın dediği olmuyorsa o devlet kafir devletidir. Bir mescidde de Allahın emirleri anlatılmıyorsa veya kısıtlanıyorsa orası dırar mescididir.
Faizi insanlara şirin gösteren, düşmanı dost olarak tanıtan, hakk ile batılı bir birine karıştıran merkezler haline gelmiştir.
Mescidi Takva (Allaha karşı gelmekten sakınanların yeri) :
Helal bir mal ile sırf Allah rızası için Müslümanlar tarafından yapılmış olmalı ve de içinde İslam’ın bütün hakikatleri anlatılmalıdır.
Cihad dan bahsedilecek, Şeriattan anlatılacak, Hakimiyyetin ancak Allahın olduğu söylenecek ve Tağutların kimler olduğu açık bir şekilde anlatılacak ki insanlar kendilerini şerli insanlardan koruya bilsinler.
Namaz kılınmayan, zarar veren mesciddi ne yapacaz ?
Cebrail as bu planı haber verdikten sonra Hz. Peygamber, Malik b. Duhşum, Ma'n b. Adiyy, Amir b. Seken ile Vahşi'yi çağırdı, “Gidiniz şu ahalisi zalim mescidi yıkıp yakınız!” buyurdu. Onlar da öyle yaptılar ve yerinin çöplük yapılmasını emretti.
Mescidi Dırar olayında ilgi çekici bir yönde şudur ;
Mescidi Dırar da imamlık yapan ve ismi Mecmaa olan genç bir sahabe vardı. Hz. Ömer’in halifeliği döneminde, müminler bir mescid inşa ettirince imamın hz. Mecmaa olmasını istediler. Fakat hz. Ömer ; hayır, o daha önce Mescidi Dırar’ın imamı değilmiydi ? Hz. Mecmaa ; ey müminlerin emiri, ben onların içlerinde gizledikleri münafıklığı nereden bileyim. Hz. Ömer, müminlerin isteğini kabul ederek hz. Mecmaa’nın imam olmasına razı oldu.
Günümüzdeki bir çok camiilerin imamları ise hz. Mecmaa gibi bilmeyerek değil, bilerek ve de Atatürk’ün ilke ve inkılaplarını, laikliği koruyacaklarına dair yemin edip altınada imza atarak imam oluyorlar.
Allahın dinini dünyalık bir kaç pahaya satıyorlar.
Bu sebeple ; Mescidi Dırar’larda resmi ve demokrat imamların arkasında ve böyle yapıların içerisinde müslümanların namaz kılmaları caiz değildir.
İçinde, batıl sistemlerin, küfrün, şirkin, Müslümanın anayasası Kuran olmalıdır, devleti islam olmalıdır, bayrağı Tevhid olmalıdır diye söylenmeyen yerler, hakkın anlatılmadığı yerler Mescidi Takva olabilirler mi ?
Bu hakikatleri anlatmayan imamlar Muhammed sav’ in varisleri olabilirler mi ?
Allah’ım hakkı hak bilip ona uyan, batılıda batıl bilip ondan uzak olan kullarından eyle. Amin.