Şevval ayından 6 günlük orucun hükmü nedir? Bu oruç farz veya vâcip midir?
Şevvâl Ayından 6 Günlük Orucun Fazîleti
Şevval ayından 6 günlük orucun hükmü nedir? Bu oruç farz veya vâcip midir?
Hamd, yalnızca Allah'adır.
Ramazan orucundan sonraki Şevval ayından 6 günlük oruç, dînen güzel ve hoş görülen bir sünnettir, fakat farz veya vâcip değildir. Fazîleti ve ecri büyük olduğundan dolayı bu 6 günlük oruç müslümana meşrû kılınmıştır. Zirâ her kim, bu orucu tutarsa, kendisine tam bir yıllık oruç sevabı yazılır. Nitekim Ebu Eyyub el-Ensârî'nin (r.a.) rivâyet ettiği sahih hadiste Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval'den de altı gün daha eklerse, bütün seneyi oruç tutmuş gibi olur." (Müslim, Ebu Davud, Tirmizî, Nesâî ve İbn-i Mâce)
Peygamber (s.a.v.) bunu şu sözüyle açıklamıştır:
"Kim, Ramazan (orucunu tutar ve) bayramdan sonra altı gün oruç tutarsa, onun tutmuş olduğu oruç, senenin tamamının orucu olmuş olur. Her kim hayırlı bir iş ile gelirse (bir iyilik işlerse) kendisine onun (yapmış olduğu iyiliğin) on misli sevap verilir." (İbn-i Mâce, Sıyâm, 33)
Başka bir rivâyette şöyle buyurmuştur:
"Allah Teâlâ bir iyiliğe karşılık on mislini vermiştir. Buna göre Ramazan ayı orucu on aya, Ramazan bayramından sonra tutulan altı gün oruç ise senenin tamamına (iki aya) denktir." (Nesâî ve İbn-i Mâce)
İbn-i Huzeyme'nin rivâyeti ise şöyledir:
"Ramazan ayı orucu on aya, (Ramazan'dan sonra tutulan) altı gün oruç ise, iki aya denktir ki bu, bir senelik oruç demektir."
Hanbelî ve Şâfiî fakihleri, Ramazan orucundan sonraki altı günlük Şevval orucunun bir senelik farz oruca denk olduğunu belirtmişlerdir. Zirâ genel olarak nâfile oruçta bile kat kat ecir sâbittir. Çünkü yapılan her iyilik, on misliyle karşılık görür.
Ayrıca altı günlük Şevval orucunun faydalarından birisi de, Ramazan ayında tutulan farz oruçta meydana gelen kusur ve noksanlıkları telâfi etmesidir. Öyle ki hiç bir oruçlu, orucuna aksi yönde tesir eden kusur ve günah işlemiş olmaktan uzak değildir. (Bilindiği üzere) kıyâmet günü farz ibâdetlerde meydana gelmiş kusur ve noksanlıklar, nâfile ibâdetlerle telâfi edilecektir.
Nitekim Rasûlullah (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz ki insanların kıyâmet günü amellerinden hesaba çekileceği ilk şey, namazdır. Rabbimiz azze ve celle -bildiği halde- meleklerine şöyle buyurur:
- Kulumun farz namazına bakın! Tam ve doğru olarak mı, yoksa noksan olarak mı kılmıştır? Eğer tam ve doğru olarak kılmışsa, kendisi için tam kılmış olarak yazılır. Yok eğer namazından bir şeyi noksan olarak kılmışsa, (Allah -azze ve celle-) şöyle buyurur:
- Kulumun nâfile namazları var mı ona bakın! Eğer nâfile namazları varsa, (Allah -azze ve celle-) şöyle buyurur:
- Kulumun noksan olan farz namazını, nâfile olan namazıyla tamamlayın!
Sonra diğer amelleri de noksan olarak yapmışsa, o ameller de nâfile amellerle tamamlanır." (Ebu Davud)
Allah Teâlâ en iyi bilendir.